Haziran ayı, bizim için yalnızca bir takvim aralığı değil; varoluş mücadelesinin görünür olduğu, eşitliğin savunulduğu, özgürlüğün kutlandığı bir onurlanma zamandır.
1969 yılında New York’ta, Stonewall Inn adlı bara yapılan polis baskınına karşı LGBTQIA+ bireylerin başlattığı direniş; “Eşcinsel olmaktan utanmıyoruz!” diye yankılanan kolektif bir cesaretin başlangıcı oldu. Bu yalnızca bir protesto değil; insan onuruna, görünürlüğe ve eşit yaşama yönelik evrensel bir talepti.
O günden bugüne geçen 56 yılda Onur Ayı, bir hak mücadelesinin simgesine dönüştü ve bugün hâlâ devam ediyor.
Peki ya bugün?
Bugün hâlâ birçok birey yalnızca kimliğinden dolayı ayrımcılığa uğruyor. Toplumsal normların dışında kalanlar için “çalışma hakkı”, “güvenli alan” ya da “adalet” gibi kavramlar hâlâ eşit dağılmıyor.
Ve bu eşitsizlikler yalnızca bireylerin değil, kurumların da sorumluluğundadır.
Kurumsal Roller ve Gerçek Sorumluluk
Bugün birçok şirket logoları gökkuşağına boyarken, bazıları somut adımlar atmaktan çekiniyor. Araştırmalar, şirketlerin %39’unun 2025’te Pride katılımını azaltacağını gösteriyor. Bu da işveren kimliğinin sorgulanmasına yol açıyor.
- Pew Research Center’ın verilerine göre LGBTİQ+ bireylerin %68’i şirketlerin Pride’a katılımını “iş nedeniyle” yaptığını, sadece %16’sı samimi destek olarak değerlendiriyor. Yani destek, çoğu zaman stratejik bir tercih olarak algılanıyor.
- Seramount verilerine göre ise DEI liderlerinin %93’ü, LGBTİQ+ çalışanların hâlâ en fazla korunmaya ihtiyaç duyan grup olduğunu belirtiyor. Bu da yüzeysel kutlamanın ötesine geçmenin ne denli kritik olduğunu gösteriyor.
Bu destek azalması sessizliğe, sessizlik ise güvensizliğe dönüşüyor. Oysa ki, görünür seslerin sustuğu her yer, eşitsizlik için bir zemin oluşturur.
Gerçek Dönüşüm DE&I ile Mümkün
Çünkü Onur Ayı sadece Haziran’daki bir kutlama değil; yıl boyu sürdürülecek bir kurumsal sorumluluk çağrısıdır. Bu çağrının davranışa dönüştürülmesi ise DEI (Diversity, Equity, Inclusion) ile mümkündür.
Uluslararası araştırmalar gösteriyor ki:
- Kurumlar Pride’ı içselleştirdiğinde LGBTİQ+ çalışanlar %97 oranında bağlı kalmak istiyor; kapsayıcılığı düşük yerlerde bu oran %38’e düşüyor.
- 2025 Corporate Equality Index’e göre 1.449 kurum değerlendirilmiş, bunların 765’i mükemmel skor almış. Bu, bir yılda %28’lik bir artış anlamına geliyor.
Ancak… LGBTİQ+ çalışanların %39’u kimliğini gizliyor; %36’sıysa ayrımcı söylemlere maruz kalıyor (Stonewall, 2025).
Yani mesele yalnızca “politikalar” değil. Davranışa dönüşmeyen politikalar kültürü dönüştürmüyor.
Kurumunuz İçin Gerçek Fark Nerede Yatar?
Bugün Pride’ı sahiplenen her kurumun kendine sorması gereken bir soru var:
Haziran geçtikten sonra da kapsıyor muyuz, yoksa sadece görünür mü oluyoruz?
Catalyst’in verilerine göre:
- Kurumlarında DEI kültürü bulunan çalışanların %76’sı ve %86 Gen Z çalışan kurumlarında DEI varsa işte kalıyor;
- Gen Z çalışanlarının %61’i DEI olmayan şirketlere başvurmuyor bile.
Bu da gösteriyor ki; DEI artık bir “fırsat” değil, geleceğe dair bir zorunluluk.
🌈 Onur Ayı, görünürlükle başlar; gerçek dönüşüm DEI ile perçinlenir.
Bilgiyi davranışa, davranışı kültüre dönüştürdüğümüzde, kurumlar hem çalışanlarına hem iş dünyasına güçlü bir mesaj verir: “Buradasınız. Güvendesiniz. Ve bizimlesiniz.”
Sevgiyle, eşitlikle ve görünürlükle…
Onur Ayımız Kutlu Olsun! 🌈
Ve her gün, herkes için güvenli ve kapsayıcı bir çalışma ortamı dileğiyle…
📩 DEI eğitim programlarımız hakkında bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

